01 Mayıs 2024 - Çarşamba

Şu anda buradasınız: / EŞCİNSEL KELİMESİNİ KULLANMAK CAİZ MİDİR
EŞCİNSEL KELİMESİNİ KULLANMAK CAİZ MİDİR

EŞCİNSEL KELİMESİNİ KULLANMAK CAİZ MİDİR Asım Gültekin

Eşcinsel kelimesini kullanmanın pek caiz olmadığını düşünüyorum. Kelimenin 1968 yılından bu zamana (51 yıldır) kullanılıyor olması, son yıllarda oldukça sık kullanılması bize “Kullanalım canım, ne olacak. Herkes kullanıyor. Herkesin kullandığı kelimeyi kullanmamaya çalışmak başını çöle gömen devekuşundan farksız yapar bizi” diyemeyiz! Dememeliyiz! Rehberimiz herkes değildir, olmamalıdır. 
Eşcinsel kelimesini bize sunanlar sundukları bu kelime ile bu haramın, melanetin kötülüğünü, fenalığını gözlerimizden saklamak istiyorlar. 
Bu hali savunanların çoğu kelimenin içinde nasıl bir mana taşıdığından çok da haberdar değil. Bu haram fiile karşı olanlar da kelimenin zihinlerimize, algımıza nasıl bir kötülük yaptığının pek farkında değiller. 
Peki eşcinsel kelimesindeki problem ne? Kelimeyi incelediğimizde eş ve cins kelimelerinin birleşmesinden oluştuğunu görüyoruz. Cins Arapça, eş Türkçe. Cins kelimesinin sonuna el eki getirilmiş. Bu el güzel kelimesinin sonundaki el değil, Fransızca sexuel kelimesinin sonundaki “el” eki. Bu bilgiyi aktaran kim? Sevan Nişanyan. Kelimenin ortaya çıkartılması 1935’te olmuş. Cinsî kelimesini kaldırıp cinsel kelimesini elde etmek istemişler? Kimler? Batıcı Cumhuriyeti kuran Jakobenler. Batıda ne oluyorsa onu üstümüze uyuyor mu, uymuyor mu bakmadan üzerimize zorla boca etmeye çalışanlar. Yani eşcinsel demeyelim demeyi geçtim, cinsel bile dememek lazım esasında; cinsî demek daha doğrudur. 
Cins kelimesini biraz daha irdeleyelim: Cinas kelimesi ile cins aynı kökten gelir. Biraz mürekkep yalamışlarımızın seyrek de olsa kullanabildiğini düşündüğüm mütecanis kelimesinin de buradan geldiğini ekleyeyim. Okullarda Edebiyat derslerinde edebi sanatlar öğretilirken ismi geçen cinas sanatı ismini cins kelimesinin kökünden alıyor. Cins kelimesinde birbiri ile uyumluluk manası bulunuyor. Aynı cins derken aslında aynı kelimesini kullanarak manayı pekiştirdiğimizi de düşünebilirsiniz hafiften bir anlatım bozukluğu oluşturduğunuzu da düşünebilirsiniz. 
Karşı cinsten olanların birbirlerine eş olmaları onları kadın ve erkek iken karı koca haline getirirken eş kelimesinin kelimenin başına getirilmesi ile ortaya nasıl bir anlam çıkmaktadır? 
Eş kelimesinin kelime başına getirildiği başka kelimeler var mı, buna bakarak oluşan anlamı görmeye çalışalım: Eş güdüm, eş sesli kelime, eş anlamlı kelime, eş kenar üçgen, eş basınç, eş başkan, eş değer, eş dost, eş grup, eş zamanlı… Daha birçok kelime var ama yaygın kullanılanları aldım. Bu bileşik kelimelerde eş kelimesinin kelimeye şu anlamları kattığını görüyoruz: birlikte ve aynı. Eş başkan kelimesine dikkat etmişseniz bu kelimede de bir mana bozukluğu var. Baş bir tane olduğu için iki başlılık, çift başlılık bir problemler yumağı demektir. Rahmetli babam çocukluğumuzda bana ve kardeşlerime bazı itikadi meseleleri anlatırdı. Tam kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama “alemde iki ilah olsaydı alem fesada giderdi” mealinde bir cümleyi mutlaka kullanırdı. Kendisinden bir tane olanı iki tane olarak koymanız olmaz.  
Bunların dışında bileşik kelime olmayan eşey ve eşek kelimelerinin de bulunduğunu hatırlatalım. Lugatçiler “eşek”i iş kelimesi ile irtibatlı değerlendirmişler. Eşey kelimesi ise tahmin edebileceğiniz gibi yok. Batıcıların 1945’te uydurduğu bir kelime. Kolay kelimesine bakılarak mı uydurulmuştur bilemiyorum. Olay kelimesi ise 1942’de uydurulmuş.
Türkçede eşcinsel kelimesi ilk ne zaman kullanılmış? Nişanyan 1968 yılında Milliyet Gazetesinin kullandığını tespit edebilmiş ilk. Kubbealtında, Çağbayır’da, Mehmet Doğan’da ve başka sözlüklerde bir tarihe denk gelemedim. 
İsmet Zeki Eyüboğlu’nun etimoloji sözlüğünde eş kelimesinin anlamları irdelenirken eşmek, kazmak ile irtibatının yanı sıra koşmak anlamını taşıdığı da kayda geçilmiş. Eş ile iş kelimelerinin de birbiri ile irtibatlı olduğunu yazmış Eyüboğlu. Eş kelimesindeki “ş” sesinin işteşlik, karşılıklılık gibi anlamlar kattığını hemen hemen hepimiz biliyoruz. “Eş” kelimesini bir de şöyle görmenizi önereyim: “Emek” kelimesini çoğumuz isim olarak algılıyoruz. Kelimeyi bir de yapmak, etmek gibi mastar eki almış bir fiil olarak görmeyi deneyin lütfen: e-mek. Fiilin “e-” köküne “-ş” gelmiş; böyle düşünün. Daha da fark etmeniz için şöyle diyelim: “t” getirseniz etmek, “ş” getirseniz eşmek. “ğ” getirin, eğmek, “m” getirin emmek, “r” getirin, ermek, “s” getirin esmek, “v” getirin evmek (acele etmek, yürümek), “z” getirin ezmek. 
Evet, tam da böyle yaparak kelime kökünün hangi anlam kökünden hangi anlam gövdesine doğru şekil aldığını az çok gözlemleme imkanınız olur.  
Divanü Lugatit Türk’te eş kelimesi karı koca anlamında geçmiyor, eşler ve eşiler kelimeleri var; kadın, soylu kadınlar anlamına geldiğini yazmış Kaşgarlı Üstadımız. Böyle denmesinin uzun bir hikayesi olduğunu da belirtmiş ama hikayeyi anlatmamış. İnsan şu kadar yıl sonra merak ediyor, o hikaye neydi acaba? Lugatte eşek var eşcinsel yok. Süheyl-ü Nevbahar’da 14. yüzyılda karı koca anlamında eş geçiyor. 
Eşit kelimesi uydurma bir kelime, nesebi gayri sahih bir kelimedir. Kadın erkek eşitliğini savunanların kafalarındaki mana ile Türkçenin ses anlam kurallarını dikkate alarak bir kelime uyduracak olsalardı “ş” ile değil “z” sesi ile bir kelime kurmaları gerekir. Yani eşit değil ezit, hatta kelime sonuna daha doğru bir ek getirecek olursak, mesela “-k” sesi, şunlar çıkar karşımıza: ezik, ezek, ezen, ezeş. 
“Eşcinsellik” ile “Cinsiyet Eşitliği” kelimeleri birbirinin manaca önünü açan isimlendirmelerdir. O sapıklığa asla “eşcinsellik” dememeli. Zihinlerimize atılmış büyük bir kazıktır cinsel sapkınlığı eş ve cinsel kelimelerini birleştirerek isimlendirmek.
Cinsi sapıklığın eskiden birkaç adı vardı. Onları buraya yazmayacağım. Son derece kerih, kötü görülen bir hal idi. O kelimeleri kullanmak bile edebe uygun görülmezdi. Önce kelimeyi karı kocadan birini ifade eden eş kelimesi ile kurarak ilk şeytanlığı yaptılar. Kelimenin ruhunda farklıların bütünü oluşturması manası var. Aynıların bir bütünü oluşturması manası asla yok. Ayakkabının eşine bakarak bile bunu anlayabilirsiniz. Bir ayakkabının eşi (sağ ayağınızın ayakkabısı diyelim ona) asla bir sağ ayak ayakkabısı değildir; sol ayağın ayakkabısı diğerinin eşidir.) Bir erkeğin eşi karısıdır. Aynılardan eş olmaz. Onu Türkçede “z” ile ifade ediyoruz; diz, omuz, göz, ikiz, üçüz.
Bizlerin gündemine livata fiilini dayatanlar diğer haram ilişkilere razı olmamızı istiyor gibiler. Ölümü gösterip sıtmaya razı etme derdindeler. Kız erkek arasındaki haram ilişkiye alışmamızı istiyorlar. Bu gidişle “Canım en azından livata yapmıyorlar” demeye başlayacağız. Allah’ın rızasının olmadığı, caiz görmediği tüm ilişkiler sapkın ilişkilerdir. “İhdines sıratal Müstakim”den sapmadır. Uzak durulmalıdır. 
Cinsiyet eşitliği diyerek konuşmaya başlayanlar ilkin feminizmi savunarak mevzuyu başlattılar. Oradan olmayan bir kavram yarattılar. Yaratmak kelimesini yaramak anlamı ile, bir şeyi bir işe yaratmak asli anlamı ile alacak olursak aslında yaratamadılar, yaramayan bir şey ortaya sürdüler. Bir ucube. Bir haramzade. Dedem Korkut’un hiç tavsiye etmediği bir kadın tipi var, ona uyan tipler ortaya çıkardılar.
Bunlardan nasıl kurtuluruz? Çok şey yapmak lazım ama ilkin okullarda sapkın Batıcı yetiştiren bu ucube ders kitaplarının toptan kaldırılması şart.
Müslümanların 1400 yıl içerisindeki bir kısım klasik olmuş kitapları haftada en az 20 saat ders olarak konmadıkça bu insan tipinin düzelmesini kimse beklemesin. 
*DilEvi Etimoloji Topluluğu Başkanı 

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul